TÜRKİYE’NİN BAŞINA ÇUVAL GEÇİRME OYUNU BOZULMALIDIR Ender erdemil

CHP ANAYASA HAZIRLIK KOMİSYONUNDAN ÇEKİLMELİDİR
“Biz aslında kimseyi ve hiçbir şeyi seçmedik. Çünkü önümüzde seçenek yoktu. Seçenek olması gereken CHP, birkaç düzenlemeyle seçenek olmaktan çıkarıldı. Küresel sermayenin politikalarının savunucusu bir parti haline getirildi. MHP’de seçim bildirgesinde çok farklı seçenekler sunmadı seçmenine. Küresel ekonomi politikalarını savunurken, küresel siyasete karşı çıktı. MHP’de birkaç düzenlemenin kurbanı oldu.

 Bu seçim döneminde; ekonomik faaliyetlerle ahlâkın yolunun ayırmış olan “Neoliberalizmin” ahlâkla siyasetin arasına da kalın bir çizgi çizdiğine tanık olduk.

Biz aslında kimseyi ve hiçbir şeyi seçmedik. Oy kullandık. Parlamento aritmetiğinin oluşmasını sağladık. Öte yandan da bu parlamentoda yapılacak karşıdevrim anayasasına meşruiyet kazandırmış olduk. Oy kullanarak yaptığımız budur. (http://www.guncelmersin.com/EditorNews.asp?ID=1348 )

 Kimi seçtik? Neyi seçtik?” Başlıklı yazımda yaptığım bu ve daha başka tespitlerin doğru olduğunu zaman gösterdi. CHP’li Milletvekillerinin yemin boykotu sırasında AB Komisyonu sözcülerinden Maja Kocijancic, “Türkiye yakın gelecekte önemli meselelerle ilgilenmek zorunda kalacak ve bunlar bütün demokratik güçlerin müdahil olmasını gerektiriyor.” deyince Kılıçdaroğlu tornistan etti. CHP yönetimi yemin boykotunun gerekçesini ortadan kaldırmış gibi görünen bir gerekçe yarattı. Milletvekilleri (İsa Gök hariç) Yemin ederek “parlamentodaki görevlerine” başladı.

 Maja Kocijancic, Türkiye’nin yakın gelecekte ilgileneceği konuları biliyordu. Zaten Türkiyenin yakın geçmişte ilgilendiği, yakın gelecekte de ilgileneceği bütün “önemli meseleler” AB süzgecinden geçerek düşüyordu TBMM komisyonlarına. Yasaların gerekçelerinde, yasa metninni AB’deki ilgililere gösterilerek onaylarının alındığı yazıyordu.

 Yeni Anayasanın durumunun bundan farklı olması beklenemazdi. Nitekim, Maja Kocijancic’in sözünü ettiği “önemli meselelerin en önemlisi” yeni anayasaydı ve tüm demokratik güçlerin “tartışıyormuş” gibi yaptığı bir ortamda “oluşturulmuş gibi yapılıp” demokratik bir oylamayla Türkiye’nin yeni şekli verilecekti.

 Bu yeni şeklin, üzerinde; kimliksizleştirilmiş, kişiliksizleştirilmiş,ulus olmaktan çıkarılmış bir topluluğun yaşadığı; bölünmeye hazır bir Türkiye olduğunu anlatmaya gerek yok. Bunu içerideki ve dışarıdaki “anayasa yapıcıları” sürekli dile getiriyor.

 Seçimlerde “yeni anayasaya” evet diyecek bir parlamento yapısı oluşturulmuştu. Bahçeli dize getirlimiş, CHP listelerine de yeni anayasaya evet oyu verecek pek çok kişi sokulmuştu. AKP’nin B planı da buna dayanıyordu. Mecliste anayasayı geçirmek için gerekli çoğunluk seçimlerde hazırlanmıştı.Şimdi temel sorun, Türkiye’nin başına geçirilecek “yeni anayasa” çuvalına “meşruiyet” kazandırmaktı. Bunun için de bir anayasa hazırlık komisyonu kuruldu. Bir web sitesi kuruldu. Toplumun tüm kesimlerinden “görüş” istendi. Milletle adeta dalga geçiliyordu. AKP’nin toplumun tüm kesimlerinin görüşüne ne kadar itibar ettiği 4+4+4 yasasının komisyonda kabulü sırasında yaşananlardan anlaşılmışitı.

 TÜRKİYE’NİN BAŞINA ÇUVAL GEÇİRME OYUNU BOZULMALIDIR
Anayasa hazırlık komisyonundan çekilin diyoruz. CHP’liler, “Böyle yaparsak meydanı onlara bıraktınız eleştirilerine hedef oluruz. diyor. Anlaşılması gereken şudur. CHP meclise soktuğu; “CHP’li olmadığı halde çağırıldığı için gelen”  ( http://www.guncelmersin.com/EditorNews.asp?ID=725 ) milletvekilleri, bu milletvekillerinin demeçleri, Genel Başkanının söylemleri, Van toplantısı ve daha pek çok siyasi duruş bozukluğuyla zaten meydanı AKP’ye bırakmıştır. Gerçek CHP’liler bununla nasıl mücadele edeceklerini belirlemelidir. AKP kendine göre bir “demokratik ortam” yaratmıştır. Bunu demokrasi sanıp, bu çamurun içinde debelenmek Türkiye’nin başına geçirilecek “yeni anayasa çuvalı” vebaline ortak olmak anlamı taşır.

 Cumhuriyet Halk Partililer, “ileri demokrasi” çamurundan kendilerini kurtarmalıdır. “Meydanı onlara mı bıraktınız?” eleştirilerine muhatap olmaktan korkmak kitle kuyrukçuluğudur. Meydan ülkeyi bölüp parçalamak isteyenlerin meydanıdır. Onlarla, onların belirlediği koşullarda mücadele edilemez. Kitle kuyrukçuluğuyla devrimcilik arasındaki fark budur.

 CHP’nin “İleri demokrasi” çamurundaki debelenmesi Türkiye’nin sonunun getirilmesini meşrulaştıracağı gibi, Cumhuriyet Halk Partisinin de sonunu getirecektir.

 Cumhuriyet Halk Partililer, Türkiye Cumhuriyetini kuran devrimci yapılarını yeniden kazanmalıdır. Hem de bir an önce.
http://www.guncelmersin.com/EditorNews.asp?ID=1349

 

Bu yazı Makaleler kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.